10 Kasım 2016 Perşembe

Geciken Doğumlar: Hamileliğin Kırk Birinci Haftası ve Sonrası

Doğmamış Bebek

Hamileliğin ortalama uzunluğu kırk haftadır ama birçok hamilelik daha uzun sürer. Tarih sonrasına taşan bazı hamilelikler, genellikle doğum tarihinin yanlış hesaplanmasından kaynaklanır; bazıları ise kırkıncı haftada henüz doğmaya hazır olmayan, gelişip olgunlaşmak için daha fazla zamana ihtiyaç duyan ceninlerden kaynaklanır. Bazen cenin doğmaya hazırdır ama açıklanamayan nedenlerden dolayı doğum sancıları başlamaz. Bu durumda, cenin fazla olgunlaşabilir ve yaşlanmakta olan plasentadan yeterince besin ve oksijen alamaz. Bebeğinizin aşırı olgunlaşma durumunun mevcut olup olmadığını belirlemek için, ceninin ve plasenta fonksiyonlarının durumunu tespit edecek testler yapılır.

Şu özellikler mevcutsa, bir bebeğin aşırı olgunlaştığına karar verilir: ince tüylerin yolduğu, verniksin azlığı; el ve ayale tırnaklarının uzamış oluşu; derinin gevşek, solgun, kuru, dökülüyor veya çatlamışlığı, sıra dışı bir uyanıklık. Buna ek olarak, amnİyotik sıvı miktarı artabilir (bu yaşlanmakta olan plasentanın işaretidir) veya İçinde mekonyum bulunabilir (bağırsaklar dolmuş demektir). Ama bebekler önceden hesaplanmış doğum tarihinden iki hafta veya daha uzun süre sonra doğsa bile, gerçek aşırı gelişmiş bebek vakaları oldukça enderdir.

Plasenta

Geciken doğumların birçoğunda, plasenta ceninin gelişimini ve sağlığım desteklemeye devam eder ve doğum sancıları neredeyse daima kırk üçüncü haftada başlar. Gerçek aşırı olgunlaşma durumlarında, plasenta fonksiyonları zayıflar, amniyotik sıvı miktarı düşer ve cenin huzursuz olur. Bu şartlar altında, cenin aslında doğmayı ister.

Anne Adayı

Fiziksel olarak, büyük ölçüde hamileliğin son dönemlerindeki duygulan taşırsınız. Duygusal olarak ise, bekleyişi endişe verici veya üzücü bulabilirsiniz. Ne kadar çok beklerseniz, bekleyiş o kadar zorlaşır. Doğum sancılarını başlatmak için yöntemler bulmak İsteyebilirsiniz. Seçeneklerinizi anlamanıza yardımcı olması için uzmanınızla konuşun.

Hamileliğin Otuz Dokuzuncu ve Kırkıncı Haftası

Doğmamış Bebek

Bu son haftalarda, bebeğinizi rahim dışındaki hayata hazırlamak üzere cenin organları olgunlaşmaya devam eder. Cenin daha fazla yağ toplar ve yaklaşık yarım kilo daha alır. Doğum sırasında bir bebeğin ortalama ağırlığı 3-3.5 kg. kadardır ama tam gelişimle doğmuş normal bîr bebeğin ağırlı-ğı 2.5 ila 5 kilo arasında değişebilir. Yeni doğan bebeklerin boylan yaklaşık 50 santimdir ama 45-55 santim arası normaldir. Hamilelik döneminde, döllenmiş yumurtanın ağırlığı altı milyar kat artar! İlerleyen yirmi yılda ise çocuğunuzun ağırlığı doğum ağırlığının sadece yirmi katı kadar artar.

Plasenta ve Rahim

Olgun plasenta düz ve yuvarlaktır. Çapı 15-20 santim civarında ve 2.5 santim kalınlığındadır. Ceninin ağırlığının yaklaşık yedide biri kadar gelir. Plasentanın büyüklüğü ve ağırlığı, bebeğinizin boy ve ağırlığına göre değişir.

Doğumdan hemen sonra plasentanıza bakarsanız, şunları görebilirsiniz: Plasentanın rahim duvarına tutunan kısmı sert ve kanlıdır; adına kotiledod denen bölmelere ayrılmıştır. Plasenta yaşlandıkça, iki tarafta beyazımsı noktalar olarak daha sert kısımlar (kalsiyum kaynakları) belirmeye başlar. Plasentanın cenin tarafı ise pürüzsüz, solgun ve parlaktır; ayrıca, amniyotik zarla kaplanmıştır. Amniyotik ve koryonik zarlar plasentadan uzanarak su kesecikleri oluştururlar. Göbek bağından uzanan kan damarları, plasentanın cenin tarafında görülebilir; bunlar, göbek bağından yayılarak çeşitli yerlerden plasentaya girer.

Doğum sırasında ortalama göbek bağı uzunluğu 50 - 55 santim kadardır ama 30 -100 santim arası uzunluk normal kabul edilir. Nemli beyaz bağ, spiral veya burulmuş bir görüntüye sahiptir; içinde iki atardamar ve bir toplardamar bulunur. Doğumda bebeğiniz nefes alırken, kan dolaşımı değişmeye başlayarak göbeğine akan kanı keser ve daha fazla kanı akciğerlere gönderir.

Hamileliğinizin sonlarına doğru, rahim büzülmeleriniz daha belirgin ve sık hâle gelir. Bu doğum öncesi büzülmeler, rahimde dolaşımı güçlendirme, bebeği leğen bölgenize ve rahim boynunuza dayama, prostaglandinlerİ rahim boynunuzu yumuşatma ve inceltme için çalıştırma amacını taşır.

Anne Adayı

Doğumdan yaklaşık iki hafta önce, cenin leğen boşluğuna ilerlerken, görünüşünüz değişebilir. Bu belirgin İnişe aydınlanma veya hazırlık adı verilir. Şimdi cenin leğen bölgenize indiği ve diyaframınız üzerindeki basınç azaldığı için nefes alıp vermekte ve yemek yemekte daha rahat edersiniz. Ama cenin başı inerken, idrar torbanıza bastırır ve daha sık tuvalete çıkmanıza neden olur.

Kendinizi doğum sancılarını ve hamileliğin sonunu sabırsızlıkla beklerken bulabilirsiniz. Endişe hâli, hafif uyku, yorgunluk ve hamileliğin son dönemlerine ait genel rahatsızlıklar bu arzuyu güçlendirir. Bazen sonsuza dek hamile kalacakmışsınız gibi gelebilir. Ama aynı zamanda bütün hamilelik sonu faaliyetleri (doktorunuza veya ebenize daha sık ziyaretler; doğum hazırlık kursları; bebek duşları; bebeğinizin giysilerinin, malzemelerinin ve uyku alanının ayarlanması) hamileliğin yakında sona ereceğini ve hayatınızda yeni bir dönemin (ebeveynliğin) başlayacağını size hatırlatır.

Anne ve Bebek için Üçüncü Üç Aylık Dönem Değişiklikleri

Hamileliğin Yirmi Sekizinci ile Otuz Sekizinci Haftaları Arası

Doğmamış Bebek

Üçüncü üç aylık dönem, cenin için “gelişim” dönemidir. Bu dönemde doğan bebekler genellikle hayatta kalırlar ama tahmini doğum tarihine yaklaştıkça, hem hayatta kalma şansları artar hem de bağımsız bir yaşama geçişleri kolaylaşır. Hamileliğin sonlarında, antikorlar plasentadan cenine geçerek bağışıklığınız bulunan hastalıklara karşı bebekte kısa süreli direnç sağlarlar. Prematüre doğan bebekler, tam gelişmiş olarak doğanlara kıyasla bu korumadan daha az yararlanırlar ve dolayısıyla doğumdan sonra ve bebeklik döneminin başlarında hastalıklara karşı daha açık olurlar.

Hamileliğin son üç ayında, cenin özellikleri netleşir: Parmak tımaldan parmak uçlarına kadar uzanır ve doğumdan sonra kesilmeleri bile gerekebilir; saçlar uzar, lanugo (ince tüyler) neredeyse yok olur, derinin altında yağ birikir ve ilk diş kölelerinin altında kalıcı diş kökleri yerleşir.

Bu dönemde bebeğiniz hakkında çok şey öğrenebilirsiniz. Ceninin uyku ve uyanıklık süreçleri olurken, parlak ışığa tepiri vermeye başlar. Dışarıdan gelen yüksek sesler bebeğinizde tepiri yaratabilir ve onu harekete geçirebilir. Bebeğiniz sesinizi duyarak ona aşina hâle gelir ve doğumdan sonra sizin sesinizi bir yabancının-kine tercih eder. Elbette ki bebek başka sesleri de duyar: Sindiriminiz, rahimde dolaşan kanın sesi, kalp atışlarınız ve müzik veya eşinizin sesi gibi diğer harici sesler. Bebek doğumdan sonra bu tür tanıdık sesleri açıkça tercih eder. Bu tanıdık sesler veya benzerleri (bir bulaşık veya çamaşır makinesinin ritmik su sesleri ya da bir elektrikli süpürgenin uğultusu gibi) genellikle huysuzluk eden bir bebeği sakinleştirir.

Bu son üç aylık donemin bir noktasında, bebeğiniz en sevdiği pozisyona karar verir ve bu genellikle baş aşağı duruştur. Doğum Öncesi ziyaretlerinizde, doktorunuz veya ebeniz ceninin hangi pozisyonunu benimsediğini keşfetmek için karnınızı parmaklarıyla yoklayabilir. Bu yönteme Leopold manevrası adı verilir.

Bebeğiniz büyümeye ve kilo almaya devam ederken, hareket edebileceği alan giderek daraldığı İçin hareketleri de giderek azalır. Bütün vücudun hareket etmesi yerine, kol ve bacakların hareketlerini hissedebilirsiniz. Eğer bir dizi ritmik dürtme hissederseniz, bebeğinizin hıçkırığı olabilir. Bebeğiniz büyüdükçe ve amniyotik sıvı azaldıkça, ikinci üç aylık dönemden beri devam eden hıçkırıkları çok büyük olasılıkla hissedersiniz. Hamileliğinizin bu döneminde cenin yaklaşık olarak 1,75 kg alıı* ve yaklaşık 12,5 santim kadar uzar.

Plasenta ve Rahim

Plasenta ve zarlar, karmaşık ve son derece detaylı bir cenin-anne plasenta sisteminin parçalandır. Hamileliğin son dönemlerinde, bu sistemdeki değişiklikler sizi fiziksel ve psikolojik olarak doğuma hazırlar ve bebeğinizin gelişmesini sağlar. Aynı zamanda bebeğinizi de doğuma ve rahmin dışında hayatta kalmaya hazırlar. Doğuma uzanan ve doğumu İçine alan bu karmaşık süreç, sadece kısmen anlaşılabilir

Hamileliğin bu son döneminde, plasenta ve cenin, plasentadaki östrojen üretimini artıran CRH salgılamaya başlar. Östrojen-pro gesteron oranındaki bu artışla, rahim oksitosine (rahimde büzülmelere neden olan bir hormona) daha duyarlı hâle gelir. Bu durumda muhtemelen daha fazla büzülme algılamaya başlarsınız. Hormon etkileşimi, rahim ağzının yumuşamasını sağlayan ve doğum sancılarının başlangıcını etkileyen prostaglandinlerın salgılanmasını tetikler.

Hamileliğin son haftalarında amniyotik sıvı miktarı azalarak, yedinci ay civarında yaklaşık çeyrek galona iner. Daha az amniyotik sıvı olmasına rağmen, ceninin kanı saatte yaklaşık 6 kilometre hızla aktığı için göbek bağı korunur ve su dolu bir bahçe hortumu gibi sert kalır.

Anne Adayı

Bu üçüncü üç aylık dönemde, rahminiz göğüs kemiğinize kadar yükselir. Yüksek progesteron seviyeleri ve ralimin dolması, sindirim bozukluğuna ve mide yanmalarına yol açabilir. Nefes darlığı veya alt kaburgalarınızda ağrı da hissedebilirsiniz çünkü rahminiz diyaframınıza ve kaburgalarınıza bastırır. Karnınızdaki artan basınç, vücudunuzun alt tarafındaki organlarınıza daha az kan gitmesi ve kan damarlarının duvarlarını gevşeten progesteron etkileri gibi nedenlerle, bacaklardaki varisli damarlar, hemoroit ve şişmiş ayak bilekleri gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. Doğuma hazırlık aşamasında leğen bağları gevşerken, rahmin ağırlığı artarken ve ceninin ağırlığı ağırlık merkezinizi değiştirirken, sırt ağrılarını giderek dalıa sık yaşayabilirsiniz.

Hamileliğinizin son aylarında, vücudunuzun üst kısmındaki deride adına vasküler örümcekler denen küçük kırmızı yükseltiler görebilirsiniz. Yine bu dönemde, karnınızda, kalçalarınızda veya göğüslerinizde gerilme izleri ortaya çıkabilir. Striae gravidarum adı verilen bu izler, hamilelik sırasında kırmızımsı olur ve doğumdan sonra beyaz çizgiler hâlinde parlar. Birçok kadın, çeşitli losyonlar veya yağlar kullanarak bu izleri önlemeye çalışır ama bu ürünlerin etkili olduğu yönünde herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Bu son aylarda kadınların yaklaşık yarısı, bu tür losyonları kullansınlar ya da kullanmasınlar, bu izlerle karşılaşırlar.

Duygular

Üçüncü üç aylık dönemin sonlarına doğru, muhtemelen hamileliğin sonunu, fiziksel rahatsızlıklardan kurtulmayı ve bebeğinize kavuşmayı sabırsızlıkla beklemeye başlarsınız. Daha fazla içe dönebilir, daha fazla düşüncelere dalabilir, doğum sancıları, doğum ve bebekle ilgili endişelere kapılabilirsiniz. Doğum eğitim kurslarına katılarak, eşinizle birlikte daha çok şey öğrenebilir, doğum sancıları ve doğum hakkında daha az endişe duymaya başlayabilir, aynı zamanda hamileliğin son dönemindeki streslere dayanmak İçin yöntemler keşfedebilirsiniz.

Gelişmekte olan bebeğinizle ilgili koruma dürtünüz güçlenebilir ve sağlığınızı tehlikeye atabilecek şeylerden daha fazla uzak durmaya çalışabilirsiniz. Aynı zamanda kendinizi dalıa savunmasız hisseder, eşinize ve başkalarına daha bağımlı hâle gelirsiniz. Ebeveynliğin sorumluluklarını hissetmeye başlarken, kendi ebeveynlerinizi ve size yaklaşımlarını dalıa sık düşünebilirsiniz. Karnınız büyürken ve çevikliğiniz azalırken, cinsel İlişkinizde ayarlamalar devam eder. Cinsel duygularınız, ihtiyaçlarınız ve istekleriniz değişirken, eşinizle aranızdaki iletişim kanallarını açık tutun.

Siz ve eşiniz, bazen kendi sağlığınız veya bebeğinizin sağlığı hakkında endişelenebilirsiniz. Ölüm veya yaralanma düşünceleri zihninizde belirebilir. Bu şaşırtıcı değildir, çünkü hamilelik ve doğum belli potansiyel riskleri beraberinde getirir. Ama kendinize iyi bakarsanız, doğum öncesinde istikrarlı şekilde tıbbi bakım alırsanız, bu riskleri büyük ölçüde azaltırsınız, sağlığınız veya bebeğinizin sağlığı hakkında endişelenebilirsiniz. Ölüm veya yaralanma düşünceleri zihninizde belirebilir. Bu şaşırtıcı değildir, çünkü hamilelik ve doğum belli potansiyel riskleri beraberinde getirir. Ama kendinize iyi bakarsanız, doğum öncesinde istikrarlı şekilde tıbbi bakım alırsanız, bu riskleri büyük ölçüde azaltırsınız. Şu anda Birleşik Devletler ve Kanada’da doğum öncesinde veya sırasında anne ölümleri oldukça enderdir. Yüz bin kadın arasında doğum sırasında ölenlerin sayısı sekizi bile bulmamaktadır. Birleşik Devletlerde bebek ölümleri de azalmıştır ve şimdi bin bebek arasında sekizinden azı ölmektedir.

Eğer kendiniz veya bebeğiniz için ölüm ya da yaralanmalarla İlgili endişeleniyor veya rüyalar görüyorsanız, bu korkularınızı destekleyici olabilecek biriyle paylaşın; bu kişi eşiniz, bir akrabanız, uzmanınız, bir doğum eğitimcisi veya bir arkadaşınız olabilir. Bu korkularınızdan başkalarına söz etmekten kaçınabilir, belki onlar halikında konuşmanın gerçekliklerini artırabileceğini veya gerçekleşme olasılıklarım yükseltebileceğini düşünebilirsiniz. Ama bu korkularınızı tanımlar ve paylaşırsanız, muhtemelen kendinizi daha rahat hissedersiniz. Ayrıca, bu tür talihsizliklerle nasıl başa çıkacağınızı düşünmek de içinizi rahatlatabilir.

Anne ve Bebek için İkinci Üç Aylık Dönem Değişiklikleri

Hamileliğin On Beşinci - Yirmi Yedinci Haftaları Arası

Doğmamış Bebek

Hamileliğin on beşinci haftası, “gelişim” döneminin başlangıcıdır ve ceninin oluşmuş olan organları ve yapısı büyümeye ve olgunlaşmaya başlar. İkinci üç aylık dönemde, başta saçlar, göz kapaklarında kirpikler ve kaşlar belirir. Kollarda, bacaklarda ve sırtta adına lanugo denen ince kıllar oluşur. El ve ayak parmaklarında tırnaklar oluşur. On sekizinci haftada, cenin yeni doğmuş bir bebekte görünen bütün hareketleri yapabilir.

Ön sekizinci ila yirminci hafta arasında kalp atışları, normal bir stetoskopla duyulabilecek ölçüde güçlenmiştir.

Yirmi dördüncü haftanın sonunda, cenin yakaşık 30 santim uzunluğunda (başın tepesinden butlara kadar 22,5 santim kadardır) ve yaklaşık 750 gram ağır-lığındadır. Bu dönemde işitme becerisi gelişir. Sindirim enzimlerinin bir toplamı ve yutulan am-niyotik sıvının tortusu olan me-konyum (ilk dışkı) bağırsaklarda oluşur ama genellikle doğum sonrasına kadar dışarı atılmaz. Ceninin derisi kırışıktır ve adına vernix caseosa denen kremsi bir koruyucu tabakayla kaplıdır. Bu dönemde, muhtemelen ceninin hareketlerini hissedersiniz. Başlangıçta, size gaz köpüklerini hatırlatan hafif kıpırtılar veya titreşmeler algılayabilirsiniz ya da küçük ceninin hafif hareketleri, iyice güçlenene kadar fark edilmeden kalabilir. Henüz son derece ilkel durumda olmasına rağmen, bu noktada doğan bazı bebekler hayatta kalmaktadır.

Plasenta ve Rahim

Büyüyen cenine, plasentaya ve artan amniyotİk sıvıya karşılık olarak rahminiz karın boşluğunuza doğru genişler. Hamileliğin yirminci haftasında, rahminizin tepesi göbeğinize ulaşır ve ikinci üç aylık dönemin sonunda belinizin üst kısmına çıkar. Doğum öncesi randevularınızda, uzmanınız ceninin uygun şekilde gelişip gelişmediğini görmek ve hamileliğinizin aşamasını doğrulamak için rahim uzunluğunu ölçer. Cenin büyüklüğü ve amniyotik sıvı miktarı değişebilmesine rağmen, kasık kemiği ile rahim tepesi (fundus) arasındaki mesafenin santimetre bazında ölçülmesİyle, hamileliğinizin aşaması yaklaşık olarak belirlenebilir.

Genellikle fark edilmemesine rağmen, rahminiz hamileliğiniz boyunca periyodik olarak büzülür. Acı vermeyen bu büzülmeler (adına Braxton-Hicks büzülmeleri denir) rahminizi bir dakika veya daha uzun süreyle sertleştirir. Bunlar doğum sancılarından farklıdır ve hamileliğin normal bir parçasıdır.

Anne Adayı

Hamileliğin bu orta aylan boyunca, muhtemelen fiziksel açıdan kendinizi iyi hissedersiniz ve mide bulantılarınız ile yorgunluk hissiniz muhtemelen azalır veya yok olur. Göğüsleriniz ikinci üç aylık dönemde çok fazla büyümeyebilir ama kolostnım (anne sütünden önce üretilen sarımsı sıvı) genellikle hamileliğin orta dönemlerinde süt bezlerinde bulunur.

Meme uçlarınıza ve areola hamilelik döneminde hormon değişiklikleri yüzünden kararırken, diğer deri bölgelerinde de daha fazla pigment belirebilir. Bazı kadınlarda göbekle kasık kemiği arasında koyu renk bir çizgi (linea nigra) görülebilir. Hamilelik maskesi denen kloazmciy gözler ve burun etrafında derinin koyulaşmasıyla ortaya çıkabilir. Kloazma genellikle bebeğin doğumundan sonra kaybolur ama bu hemen olmaz.

Duygular

Hamilelik dönemi ilerledikçe gerçekleşen fiziksel değişiklikler, çok çeşitli psikolojik tepkiler doğurur. Bazı kadınlar görünüşlerinden ve duygularından hoşlanırken, diğerleri kendilerini çirkinleşmiş, rahatsız ve sınırlanmış bulabilir. Gelişim ve yaratıcılık duyguları sizi daha duyarlı hâle getirebilir; nazik bir söz, güzel bir günbatımı, dokunaklı bir günba-tımı veya yardıma ihtiyaç duyan bir çocuk, alışılmadık ölçüde güçlü duygular uyandırabilir. Rüyalarınızı hamilelikten öncesine oranla çok daha net hatırlayabilirsiniz; bu dönemde içe dönebilir ve kendinizi duygu ve düşüncelerinizi incelerken bulabilirsiniz. Orta aylarda, çocuk halamıyla İlgili kitaplar okuyarak veya çocuk odasını ve eşyalarını hazırlayarak ebeveynliğe kendinizi hazırlayabilirsiniz.

İkinci üç aylık dönemde, hamileliğiniz genellikle aileniz ve arkadaşlarınız için daha gerçek hâle gelir. Eşiniz elini karnınıza koyduğunda veya yakın fiziksel temasta bulunduğunuzda bebeğin hareketlerini hissedebilir. Gelişmekte olan bebekle bu temas, eşinizin katılım duygusunu, bebeğe ve hamileliğinize duyduğu ilgiyi güçlendirir. Tıpkı sizin gibi, eşinizin de değişen görüntünüzle ilgili çeşitli düşünce ve duyguları olabilir.

Hamileliğin Beşinci - On Dördüncü Haftaları Arasında

(Cenin yaşamının on ikinci ila on beşinci haftaları)

Doğmamış Bebek

Hamileliğin beşinci ila on dördüncü haftaları arasında, bebek hızlı bir şekilde gelişir. Bu dönemde bebeğin bilimsel açıdan embriyo olmaktan çıkarak cenin hâlini alır. Beyindeki temel sinir sistemi ve omurga oluşmaya başlar. Dolaşım sistemi de gelişir ve gebeliğin başlangıcından sonraki yirmi beşinci günde kalp atmaya başlar. Bu dönemde sadece bezelye büyüklüğünde olan embriyonun gözleri, kulakları ve ağzı oluşmaya başlar. Embriyonun basit böbrekleri, bir karaciğeri, bir sindirim sistemi ve ilkel bir göbek bağı vardır. Yirmi altıncı günde, kol çıkıntıları görünmeye başlar. İki gün sonra, bacak çıkıntıları görünür.

Bebeğinizin cinsiyeti gebeliğin başlangıcında belirlenmiş olmasına rağmen, erkek ve kız bebeklerin anatomisi, embriyo henüz yedi haftalıkken aynı gibi görünür. Gelişmekte olan bacak çıkıntılarının arasında, cinsel tüberkül denen, İçinde doku topağı bulunan bir yarık vardır. Embriyonun karnının içinde iki embriyo cinsel bezleri bulunur. Yedinci haftada, eğer embriyo erkekse Y kromozom bu cinsel bezlerin androjen salgılamasını başlatırken, bu hormonlar yarığın İki tarafında hayaları oluşturmaya başlar. Androjenler aynı zamanda cinsel tüberkülün penise dönüşmesini de sağlar. Doğumdan önce, cinsel bezler karından hayalara inerek testİslerİ oluşturur. Bir dişi embriyoda ise, erkek hormonları bulunmadığından, yarık vulvaya (dış cinsel organlar) dönüşürken, cinsel tüberkül de bir klitorise dönüşür. Kız bebeğin karnında kalan cinsel bezler, yumurtalıklara dönüşür.

Sekiz Haftalık

Gebeliğin sekizinci haftasında (yani hamileliğin onuncu haftasında), embriyo yapısal olarak tamamlanır. Yüzünde gözleri, burnu, kulakları, dudakları ile ağzı, dili, damaklarında diş kökleri oluşmuştur. Kolların uçlarında parmakları ve parmak izleriyle eller vardır. Bacaklarda dizler, ayak bilekleri ve ayak parmakları oluşmuştur. Kollar ve bacaklar sekizinci haftada hareket etmeye başlar ama koordinasyonlu hareketler, gelişimin on dördüncü haftasına kadar başlamayacaktır. Henüz oldukça ilkel seviyede olmasına rağmen, beyin diğer organların fonksiyonlarını etkileyecek dürtüler gönderir; kalp daha güçlü atar; karaciğer alyuvar üretir. Embriyo günde 1 milimetre kadar büyürken, farklı günlerde farklı bölümleri gelişir. Cenin ömrünün dokuzuncu haftasında (ya da gebeliğin on birinci haftasında), embriyo dönemi sona erer ve bebeğe artık cenin denir.

Cenin ömrünün ilk üç ayında, cenin oldukça hareketli hâle gelir ama muhtemelen henüz hareketleri hissedemezsiniz. Bu dönemdeyse bacaklar ve kollar oynar. Cenin kaşlarını çatabilir, gülümseyebilir, başparmağını emebilir, amniyotİk sıvıyı yutabilir ve amniyotik sıvıya steril İdrarını damlalar hâlinde bırakabilir. Sıvı her üç saatte bir tamamen değiştirilerek yenilenir. Ses telleri oluşmuştur ve ceninin solunum hareketleri başlamıştır (göğüs yükselip alçalır) ama elbette ki cenin amniyotik sıvı içinde olduğu için, hiçbir hava giriş-çıkışı olmaz. Ama amniyotik sıvıyı ciğerlerde solumak, gerçekten de akciğer gelişimine yardımcı olur. Onuncu ila on ikinci haftada, kalp atışları adına doppler denen bir ultrason stetoskobuyla tespit edilebilecek hâle gelir. Göz kapakları ceninin gözlerini örter ve altıncı aya kadar kapalı kalır. Hamileliğin on dördüncü haftasında, cenin yaklaşık 7,5 santim boyundadır ve 30 gram ağırlığındadır.

Plasenta ve Rahim

Hamileliğin ilk haftalarında uterus mukozası (endometıiyum) kalınlaşarak ve kan miktarı artarak, zengin bir besin kaynağı sağlar. Birinci aydaki gelişimin sonunda, ilci hafta öncesinde rahim duvarına uzanmış olan uzantılar (bu dönemden sonra bunlara koryonik villi adı verilir), ilkel bir plasenta oluşturur. Cenin kanı (doğmamış bebeğin kam) bu kök benzeri oluşumda dolaşırken, sizin kanınız da villinin etrafındaki (villilerin arasındaki alanlar) bölgelerde dolaşır. İki kan dolaşımını ayıran normalde karışmayan ince bir doku tabakası vardır.

Hücre bölünmesi ve farklılaşma adı verilen karmaşık bir süreçte, bebek, plasenta, zarlar (amniyon ve koryon) ve amniyotik sıvı, tek hücreli döllenmiş yumurtadan oluşumunu gerçekleştirir. Adına amnıyotik kese de denen zarlar, embriyoyu ve zamanla cenini sarar. Kesenin içindeki amniyotik sıvı, dışarıdan gelen darbeleri emerek, İçeride belli bir ısıyı koruyarak ve kolay hareket imkânı sağlayarak cenine yardımcı olur.

Hamileliğin on ikinci haftasında, plasenta tamamen oluşur ve hormon salgılayan bir organ olarak hizmet ederek, besin ve atık maddeleri değiştirir. Göbek bağı, plasentayı doğmamış bebeğinize bağlar. Bağ, ceninin göbeğinden yaklaşık olarak plasentanın ortasına doğru uzanır. Plasenta ve göbek bağı sayesinde, oksijen ve besinler -basit şekerler, protein, yağ, su, vitaminler ve mineraller gibi- sizin kanınızdan cenininkine aktarılır. Plasenta da kanınızdaki çoğu bakteriye karşı koruma sağlar ama çoğu virüs ve ilaç cenine ulaşabilir. Ceninden gelen atıklar, plasentada değiştirilir ve kanınız aracılığıyla dışarı atılmak üzere sizin böbreklerinize ve akciğerlerinize taşınır.

Çoklu hamilelik durumlarında, bir ya da daha fâzla plasenta olabilir. Çoğu tek yumurta ikizi aynı plasentayı paylaşır ama bazen ayrı plasentalar bulunabilir. Çift yumurta İkizlerinin ayrı plasentaları vardır ama bu plasentalar bazen birleşerek tek bir büyük organ hâline gelebilir.

Hamileliğin on dördüncü haftasında, rahminiz yaklaşık olarak bir greyfurt kadardır. Amniyotik sıvı rahim boşluğunu doldurur ve sürekli olarak sıvıyı saran zarların içindeki küçük kan damarlarıyla beslenir. Rahim boynu yaklaşık 2 İla 4 santimetre uzunluğundadır ve hamilelik öncesine oranla daha yumuşak olmasına rağmen, hâlâ sert durumdadır. Rahim ağzını dolduran sıvı, doğmamış bebeği koruyan bir engel oluşturur.

Anne Adayı

Bu dönemde, kendinizi alışık olmadığınız ölçüde yorgun hissedebilir, her zamankinden daha fazla uyuyabilirsiniz çünkü enerji kaynaklarınız üzerinde yeni talepler vardır ve metabolizma hızınız değişir. Hamileliğinizin İlk aylarında mide bulantıları veya kusmalarla da karşılaşabilirsiniz. Buna genellikle “sabah hastalığı” denmesine rağmen, günün herhangi bir saatinde olabilir. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, plasentanın gelişimiyle salgılanan humarı chorionic gonadtropin (hCG) bunda rol oynuyor gibi görünmektedir. (Mide bulantılarına ve kusmalara dayanmanın yollan 4. Bölümde anlatılmıştır.)

Bazı kadınlar bu dönemde ağızlarında metalik bir tat fark ederler ama bunun nedeni bilinmemektedir. Göğüsleriniz ergenlik çağında gelişmesine rağmen, sütü üreten bezler siz hamile kalana kadar gelişmezler. Ostrojen, progesteron ve diğer hormonların seviyeleri hamilelik döneminde artarken, göğüsleriniz de bebeğinize süt sağlamak üzere değişim gösterir. Göğüsleriniz büyür ve hassaslaştıklarını hissedersiniz; damarlar görünür hâle gelebilir ve meme uçlarınızda hafif bir karıncalanma hissedersiniz. Meme uçları ve areola (meme uçlarının etrafındaki alan) büyür ve koyulaşır. Areolada küçük şişlikler (bunlara Montgomery bezleri denir), emzirmeye hazırlık olarak daha fazla sıvı üretecek şekilde büyür.

Büyüyen rahminiz idrar torbanıza basınç uygulayacağı için, daha sık tuvalete gitmeniz gerekebilir. Buna ek olarak, vajina sıvılarının salgılanması artar. Bu değişiklikler doğasında belirgin ama büyüklük açısından önemsiz olduğundan (rahmin üst kısmı kasık kemiğinize neredeyse ulaşmaz bile), göründüğünüzden daha farklı hissedersiniz.

Duygular

Fiziksel değişikliklere ek olarak, hamileliğin ilk ayları genellikle duygusal iniş-çıkışlarla doludur. Annelik düşüncesi bazen size çekici gelirken, bazen öyle olmayabilir. Çok kolay ağlayabilirsiniz. Bazen hamilelikle ilgili bu kadar mutluyken bazen moralinizin son derece bozuk olması sizi şaşırtabilir. Ruh hâli değiş ildik! eri çok güçlüdür ve sizin İçin zorluk yaratırken, eşinizin de daha anlayışlı olmasını gerektirir.

Hamile olduğunuzu öğrenmek, sizde ve eşinizde çok çeşitli ve karışık duygulara yaratabilir; Bir çocuk dünyaya getirmenin gururu, özgürlüğünüzü kaybetme korkusu, ilişkinizdeki değişikliklerle İlgili endişeler, genetik testlerin sonuçlarım beklerken bebeğinize odaklanma konusunda tereddütler, ebeveyn olma becerinizle ilgili şüpheler ve ebeveyn olmakla ilgili mutluluk. Düşüncelerinizi ve duygularınızı birbİrinizle paylaşmak, bu geçiş döneminde size yardımcı olabilir.

Hamileliğin İlk Dört Haftası

(Embriyonun ilk iki haftası veya gebelik yaşının ilk dört haftası)

Doğmamış Bebek

Döllendikten sonra şimdi adında zigot denen yumurta, hızlı bir şekilde bir hücreden iki hücreye, sonra dörde, sekize, on altıya vs. büyüyerek gelişir. İki günün sonunda oluşmuş olan bu hücre yığınına morula adı verilir. Beş gün içinde, morula fallop tüpü boyunca ilerleyerek rahme ulaşır ve blastosist adını alır. İlk haftanın sonunda, genellikle rahmin üst kısmında olmak üzere rahim duvarına yerleşir. İki hafta içinde embriyo hâlini alır ve döllenmiş yumurtanın diğer bir parçası, minik, kok benzeri uzantılarla rahim duvarına tutunarak besin çekmeye başlar.

Anne Adayı

Bebeğiniz için bu değişiklikler gerçekleşirken, göğüslerinizde biraz şişme veya hassaslık ya da alt karın bölgenizde hafif bir ağrı hissedebilirsiniz. Ayrıca, regl döneminizi atlamak üzeresin izdir! Yaşayacağınız önemli değişiklikler daha yeni başlamıştır.

Anne ve Bebek için İlk Üç Aydaki Değişiklikler

Hamilelik her biri yaklaşık üç ay süren üç dönemden oluşur. Biz ilk üç aylık döneme "oluşum dönemi” diyoruz çünkü bu dönem sona erdiğinde, ceninin organ sistemleri oluşmuş ve fonksiyonlarını yerine getirmeye başlamış olur. Sizin için ise, ilk üç aylık dönem, hamileliğe fiziksel ve duygusal olarak hazırlanma zamanıdır.

Hamileliğiniz sırasında, doğmamış bebeği tanımlamak için kullanılan kelimeler yaşını ve gelişimini yansıtacak şekilde değişir: Yumurta, zigot, morula, blastosist, embriyo ve cenin. İlk üç aylık dönemde, gebeliğin hemen ardından doğmamış bebeğin yaşı (bazen cenin yaşı veya cenin ömrü olarak da adlandırılır), hamileliğin ilk haftalarında belli bilimsel kilometre taşlan geçildiği zaman kullanılır. İkinci ve üçüncü üç aylık dönemlerde ve Hamilelik Takvimi tablosunda, gebelik yaşı kullanılır; bu, hamileliğin haftalarıyla aynıdır ve son regl döneminden (LMP) gebeliğe kadar geçen iki haftayı da kapsar.

Hamilelik Döneminde Hormon Değişiklikleri

Hamilelik vücudunuzda çok güçlü değişiklikler, siz ve eşiniz için duygusal oluşumlar, ceninde ise dinamik bir gelişim yaratır. Bu dönemde gerçekleşen fiziksel değişikliklerin birçoğu, hormon salgılamalarındaki değişikliklerden kaynaklanır. Bu hormonların en önemli kaynağı, döllenmiş yumurtadan doğmamış bebekle birlikte, ceninde biçimlenen bir organ olan plasentadır.

Plasentanın gelişimiyle üretilen insan hCG hormonu, plasenta olgunlaşana ve yaklaşık üç ila dört civarında bu hormonların üretimini üzerine alana kadar yumurtalıklarınızın östrojen ve progesteron üretmesini garantiler.

Östrojen, rahim kaslarının büyüklüğünü artırarak, rahim duvarının ve kan dolaşımının gelişimini destekleyerek, vajina sıvılarını artırarak ve göğüslerinizdeki tüp sisteminin ve kan dolaşımının gelişimini başlatarak üreme dokularının gelişimini hızlandırır. Hamilelikte yüksek östrojen seviyeleri su tutmayı, deri pigmentlerini ve yağ birikimini etkiler.

Progesteron, düzgün kas büzülmelerini engeller. Rahmi rahatlatır ve aşırı derecede büzülmesini önler. Ayrıca, kan damarlarının duvarlarında rahatlatıcı bir etki yaparak, sağlıklı bir tansiyon seviyesinin korunmasını; mide ile bağırsakların duvarlarında ise besinlerin daha iyi hazmedilmesini sağlar. Progesteron relaksin denen yumurtalık hormonunun salgılanmasını sağlar; bu hormon, bağların, kıkırdakların ve rahim boynunun gevşeyip yumuşamasını, dolayısıyla bu dokuların doğum sırasında yayılmasını sağlar.

 Östrojen ve progesterona ek olarak, hamilelik döneminde başka hormonlar da bol miktarda salgılanır ve bunlar da birçok fiziksel değişikliğe yol açar. Bu hormonlar, gelişimi, mineral dengelerini, metabolizmayı, diğer hormonların seviyelerini ve doğum hazırlığını etkiler.